Bir zamanlar, Pinokyo adında tahta bir çocuk yaşardı. Onun en büyük hayali, gerçek bir çocuk olmak ve Geppetto babasıyla güzel zamanlar geçirebilmekti. Bir gün Geppetto, Pinokyo’ya dönüp şöyle dedi:
“Pinokyo, bugün şehir pazarına gitmeliyiz. Birkaç eşyaya ihtiyacım var ve senin de yanımda olmanı istiyorum.”
Pinokyo heyecanla atladı. “Evet baba! Hemen hazırlanıyorum!”
Hazırlıklarını bitirdikten sonra, Geppetto ve Pinokyo yola koyuldular. Şehir, rengarenk dükkanları, ilginç oyuncakçıları ve lezzetli yiyecek satan tezgahlarıyla doluydu. Pinokyo, daha önce bu kadar büyük bir yer görmemişti ve gözleri parladı.
Geppetto, “Bak Pinokyo, işte o oyuncakçı dükkanı! Hadi gidip biraz bakalım” dedi.
Pinokyo hemen içeriye daldı. İçeride çeşit çeşit oyuncak vardı. Renkli toplar, mekanik arabalar ve hatta konuşan oyuncak bebekler bile! Pinokyo hayranlıkla etrafına bakındı ve gözleri kocaman açıldı. Bir süre sonra oyuncakların arasında gezerken, bir köşede kendi boyunda bir tahta kukla gördü.
“Kuklacık!” diye seslendi Pinokyo. “Adın ne senin?”
Kukla dönüp gülümseyerek, “Merhaba! Benim adım Pepito” dedi.
Pinokyo, Pepito’yla hemen arkadaş oldu. İkisi beraber konuşmaya başladılar.
Pinokyo: “Sen de bir tahta kuklasın, değil mi? Benim gibi!”
Pepito: “Evet! Ama ben burada yalnız kalıyorum. Sahibim beni pek dışarı çıkarmaz.”
Pinokyo’nun gözleri üzgünce aşağıya kaydı. “Ah, ben de bazen kendimi yalnız hissediyorum. Ama en azından Geppetto babam var.”
Geppetto, Pinokyo’nun Pepito’yla sohbet ettiğini görünce yanlarına geldi ve Pepito’yu beğenip beğenmediğini sordu. Pinokyo hemen, “Onu çok sevdim baba! Onu evimize götürebilir miyiz?” diye sordu.
Geppetto, bir an düşündü. “Tabii ki Pinokyo, ama Pepito’yu almak için birkaç başka eşyadan vazgeçmemiz gerekebilir.”
Pinokyo, hemen kabul etti ve Pepito’yu alarak dükkanı terk ettiler. Pinokyo ve Pepito yolda sohbet etmeye devam ettiler ve Pinokyo, Pepito’yu şehirde gezdirirken, birçok ilginç şeyler gösterdi. Balon satan çocuklar, sokak çalgıcıları ve hatta jonglörler!
Pepito, “Pinokyo, burası harika! Burada çok eğleniyorum!” dedi.
Pinokyo, “Biliyor musun Pepito, ben de ilk defa bu kadar çok şey görüyorum. Hep evde kalmak çok sıkıcıydı” diye karşılık verdi.
Tam o sırada, bir köşede oturan bir adam dikkatlerini çekti. Adamın önünde, üzerinde ‘Dilek Kuyusu’ yazan büyük bir kutu vardı. İnsanlar sırayla gelip bu kutuya para atıyor ve bir dilek tutuyorlardı.
Pinokyo, merakla Geppetto’ya sordu: “Baba, bu ne? İnsanlar neden buraya para atıyor?”
Geppetto, “Bu, bir dilek kuyusu Pinokyo. İnsanlar dilek tutup bu kutuya para atarlar. Eğer çok inanırlarsa, dileklerinin gerçekleşeceğine inanırlar” diye açıkladı.
Pinokyo hemen bir dilek tutmak istedi. Pepito’ya dönüp, “Hadi Pepito, seninle bir dilek tutalım!” dedi.
Pepito şaşkınlıkla, “Ama benim dileklerim gerçek olur mu?” diye sordu.
Pinokyo: “Tabii ki olur! Sadece inanman lazım.”
Pinokyo ve Pepito, kutunun önüne geldiler ve Pinokyo derin bir nefes alarak dileğini tuttu. “Gerçek bir çocuk olmak istiyorum!” diye içinden geçirdi. Pepito ise, “Ben de gerçek bir oyuncak olmak istiyorum!” dedi.
Geppetto, Pinokyo’nun bu dileğini duyunca gözleri doldu. “Pinokyo, gerçek bir çocuk olmasan da sen zaten benim en değerli oğlumsun” dedi ve Pinokyo’yu sıkıca kucakladı.
Pazar gezileri boyunca, Pinokyo ve Pepito birlikte çok eğlendiler. Pinokyo, Geppetto’nun yanından hiç ayrılmadı ve ona her şeyi sordu. Geppetto, sabırla her sorusunu yanıtladı. Günün sonunda Pinokyo, Pepito’ya dönüp, “Bugün gerçekten çok güzeldi. Belki dileklerimiz hemen gerçekleşmez ama önemli olan birlikte güzel zaman geçirmemiz” dedi.
Pepito gülerek başını salladı. “Evet Pinokyo, ben de buna inanıyorum.”
Geppetto, Pinokyo ve Pepito’ya bakarak gülümsedi. “Haydi çocuklar, eve dönme vakti.”
Pinokyo, Geppetto’nun elini tuttu ve Pepito’yu da yanına alarak eve doğru yürüdü. O günden sonra, Pinokyo şehri keşfetmeye devam etti ama hiçbir zaman Geppetto’nun yanından ayrılmadı. Çünkü gerçek mutluluğun, dileklerin gerçekleşmesinden çok, sevdikleriyle vakit geçirmek olduğunu anladı.
Ve böylece Pinokyo, Geppetto ve yeni arkadaşı Pepito, şehrin sürprizleriyle dolu günlerini mutlu bir şekilde yaşamaya devam ettiler.
Bu yazı toplamda 50 kez görüntülendi.
Bir yanıt yazın