Kurbağa ve Büyük Gölet Macerası
Bir zamanlar, büyük bir göletin kenarında küçük bir kurbağa yaşarmış. Adı Kuki’ymiş ve göletteki en neşeli kurbağalardan biri olarak tanınırmış. Kuki her sabah, göletin üzerinde zıplayarak ve suyun serinliğini hissederek güne başlarmış. Göletin etrafında o kadar çok şey varmış ki, Kuki’nin keşfetmekten başka bir şey yapası gelmezmiş.
Bir gün, Kuki en yakın arkadaşları olan kara kaplumbağası Titi ve minik su yılanı Meli ile birlikte göletin diğer tarafına geçmeyi planlamış.
Kuki: “Titi, Meli, bugünkü planımız hazır! Göletin diğer tarafına gidip, orada ne olduğunu keşfetmeye ne dersiniz?”
Titi: “Kuki, emin misin? Göletin o tarafı hakkında hiç bilgimiz yok. Orada büyük balıklar olabilir ve ben yavaş hareket ederim.”
Meli: “Ben hızlı yüzebilirim ama büyük balıklar bizi korkutabilir. Sen gerçekten oraya gitmek istiyor musun, Kuki?”
Kuki: “Arkadaşlar, korkacak bir şey yok! Sadece macera istiyorum. Göletin diğer tarafı kim bilir ne kadar eğlenceli olabilir! Hadi, birlikte gidelim!”
Kuki’nin heyecanı, Titi ve Meli’yi ikna etmeye yetmişti. Üç arkadaş birlikte göletin diğer tarafına doğru yola çıkmışlar. Kuki zıplayarak, Titi yavaşça sürünerek, Meli ise suyun içinde yüzerek ilerlemiş.
Yolun yarısına geldiklerinde, aniden büyük bir su sıçramış ve üç arkadaş ne olduğunu anlamadan kendilerini suyun içinde bulmuşlar.
Kuki: “Aman! Bu da neydi böyle? Hepimiz ıslandık!”
Titi: “Sanırım büyük bir balık bizi rahatsız etti. Kuki, ya gerçekten büyük balıklar varsa?”
Tam o sırada, göletin derinliklerinden kocaman bir balık çıkmış. Balık, gülümseyerek onlara yaklaşmış.
Balık: “Merhaba küçük dostlar! Sizi korkutmak istememiştim. Ben Bobo, bu göletin koruyucusuyum.”
Meli: “Bobo! Sen çok büyük bir balıksın! Kuki, seni gördüğüme çok sevindim ama bizi korkuttun.”
Kuki: “Bobo, biz sadece göletin diğer tarafına geçmek istiyoruz. Orada ne var merak ediyoruz.”
Bobo: “Göletin diğer tarafı mı? Orada harika şeyler var. Ama dikkatli olmalısınız; su akıntıları güçlü olabilir.”
Titi: “Peki bize yardım edebilir misin, Bobo? Ben çok yavaşım ve akıntılar beni sürükleyebilir.”
Bobo: “Tabii ki, Titi. Sizi sırtımda taşıyabilirim. Hadi, hep birlikte gidelim.”
Bobo’nun sırtına çıkan Kuki, Titi ve Meli, göletin diğer tarafına doğru güvenli bir şekilde ilerlemeye başlamışlar. Yolculuk sırasında Bobo, göletin altında yaşayan renkli balıklardan ve su bitkilerinden bahsetmiş. Kuki, her şeyi merakla dinlemiş.
Kuki: “Bobo, burası gerçekten harika! Göletin bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum.”
Bobo: “Evet Kuki, göletin her köşesi farklı bir güzelliğe sahiptir. Sadece dikkatli olmanız gerekir.”
Sonunda göletin diğer tarafına vardıklarında, büyük bir nilüfer çiçeği bahçesiyle karşılaşmışlar. Çiçekler o kadar büyükmüş ki, Kuki bir tanesinin üzerine zıplamış ve oradan manzarayı izlemeye başlamış.
Kuki: “Burası harika! Keşke buraya daha önce gelseydik. Bobo, sana çok teşekkür ederiz.”
Meli: “Evet, Bobo. Sen olmasan biz bu macerayı tamamlayamazdık.”
Titi: “Gerçekten harika bir gün geçirdik. Sanırım artık geri dönme vakti geldi.”
Bobo: “Her zaman beklerim dostlarım. Göletin başka köşelerini de keşfetmek isterseniz, bana haber verin.”
Üç arkadaş, Bobo’nun yardımıyla tekrar güvenli bir şekilde kendi taraflarına dönmüşler. O günden sonra Kuki, Titi ve Meli, göletin yeni köşelerini keşfetmeye devam etmişler. Maceraları bitmemiş ama her seferinde daha da heyecanlı olmuş.
Kuki: “Göletin her tarafı ne kadar farklı! Her gün yeni bir şey öğreniyoruz.”
Titi: “Öğrenmek güzel ama birlikte olmak daha güzel, Kuki.”
Meli: “Evet, dostluk her şeyden önemli.”
Kuki, Titi ve Meli, bu maceradan sonra göletin en meraklı keşifçileri olarak anılmaya başlamışlar. Her gün yeni bir şey keşfetmek, onları daha da sıkı dostlar yapmış. Göletin sırları ise hiç bitmemiş, çünkü her köşe, her taşın altında farklı bir hikaye saklıymış.
Ve böylece, göletin kahramanları olan Kuki, Titi ve Meli, göletin büyük sırlarını keşfetmeye devam etmişler. Macera bitmemiş, sadece yeni bir başlangıç yapmış.
Bir yanıt yazın