Kelebek Prenses Masalı: Kelebek Prensesin Rüyası
Bir zamanlar, yeşil çimenlerin ve rengarenk çiçeklerin arasında yaşayan küçük bir prenses vardı. Adı Lila’ydı. Lila, prenses olmanın tüm güzelliklerini yaşıyor, fakat kalbinde bir eksiklik hissediyordu. Her gün, sarayın bahçesinde dans ederken hayalini kurduğu bir şey vardı: Uçmak! O, bir kelebek gibi özgürce uçmak istiyordu.
Bir gün, Lila bahçede oyun oynarken bir arkadaşının yanına gitti. Arkadaşı Leyla, sarı saçları ve neşeli gülümsemesiyle herkesin sevgilisi olmuştu.
“Leyla, benimle uçmak ister misin?” diye sordu Lila heyecanla.
“Ama nasıl?” diye yanıtladı Leyla merakla. “Biz insanlar uçamayız ki!”
“Ama ben bir prensesim! Belki de bir sihirli gücüm vardır,” dedi Lila gülerek. “Haydi, deneyelim!”
İkisi birlikte sarayın en yüksek kulesine tırmandılar. Lila, derin bir nefes alarak aşağı baktı. Rüzgarın yüzünde esintisiyle, kalbinde bir cesaret hissetti.
“Eğer ben bir kelebeğe dönüşebilirsem, gerçekten uçarım!” dedi Lila. “Sihirli bir formül bulmalıyım.”
“Sihirli bir formül mü?” diye sordu Leyla, gözleri parlayarak. “Ne yapmalıyız?”
Lila, sarayın kütüphanesine gitmeye karar verdi. İçeri girdiklerinde, eski kitapların arasında kaybolmuş bir kitabı buldular. Kitabın sayfaları tozluydı ama Lila, sayfaları çevirdiğinde gözleri parladı.
“Bak Leyla! Burada ‘Kelebek Prensesin Sırrı’ yazıyor!” dedi. “Bu formülü bulmalıyız.”
Kitabın sayfasında, bir kelebek gibi uçarak prensesin dönüşmesi için üç adım yazıyordu:
- “Bir sabah güneşiyle uyan, kalbinde neşe taşıyan!”
- “Sihirli bir çiçek bul, onun neşesini hisset!”
- “Havada dans et ve rüzgarla arkadaş ol!”
“Harika! Hemen yapmalıyız!” diye bağırdı Lila.
Ertesi sabah, Lila ve Leyla güneşin doğuşunu izlemek için bahçeye gittiler. Güneş doğarken, Lila’nın kalbinde bir sıcaklık hissetti.
“Güneş, bugün bana yardım et!” diye fısıldadı.
“Güneş, sana yardım edecek!” dedi Leyla gülerek. “Şimdi ikinci adıma geçelim.”
Hemen ormanın derinliklerine doğru yola çıktılar. Yolda giderken, çok güzel çiçeklerle dolu bir alana geldiler. Renkli çiçekler, baharın taptaze kokusunu yayıyordu. Lila, gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı.
“Bu çiçekler harika! Bir sihirli çiçek bulmalıyız,” dedi Lila.
Birden, parlak renkleriyle bir çiçek gördüler. Bu çiçek, tüm diğerlerinden farklıydı. Göz alıcı bir parlaklığa sahipti.
“İşte! Bu çiçek kesinlikle sihirli olmalı!” dedi Leyla.
Lila, çiçeğe yaklaştı ve nazikçe elini uzattı. Çiçek açıldığında, içinden bir ışık yayıldı.
“Ne harika! Bu çiçek bana neşe veriyor!” dedi Lila.
Leyla, neşeyle dans ederek, “Hadi Lila, artık üçüncü adıma geçebiliriz!” dedi.
“Doğru! Havada dans etmeliyiz!” diyerek, Lila ellerini açtı ve bahçede dans etmeye başladı. Rüzgar, etrafında dönerken Lila’nın gülümsemesi daha da parladı.
“Rüzgar, sen de benimle dans et!” diye bağırdı Lila.
Ve o anda, rüzgar Lila’yı hafifçe kaldırdı. Lila’nın kalbinde bir umut vardı. Uçmaya başlayacak gibiydi.
“Leyla, bak! Uçuyorum!” dedi Lila sevinçle.
Ama henüz tamamen uçamıyordu. Yine de Lila, dans etmeye devam etti. Her döndüğünde, rüzgar onu biraz daha havaya kaldırıyordu.
“Haydi Lila, daha yükseğe! Sen Kelebek Prenses olmalısın!” diye bağırdı Leyla.
Tam o anda, Lila’nın vücudu ışıklarla kaplandı. Gözlerini kapatıp, rüzgarla birlikte dans etmeye devam etti. Ve birdenbire, Lila kendini hafif hissetmeye başladı.
“Ben bir kelebek oluyorum!” diye haykırdı Lila. “Rüzgar, benimle birlikte uç!”
Rüzgar onu daha da yükseğe kaldırırken, Lila hafifçe kanat çırparak gökyüzüne yükselmeye başladı. Artık bir kelebeğin zarifliğiyle uçuyordu!
“Harika! Harika!” diye bağırdı Leyla, gözleri parlayarak. “Sen bir Kelebek Prenses oldun!”
Lila, uçmanın mutluluğunu hissederek çevresinde dönerken, aşağıda Leyla ona el sallıyordu.
“Ben de seni çok seviyorum Leyla! Seninle birlikte bu harika deneyimi yaşamak çok güzeldi!” dedi Lila.
Lila, bir süre havada süzüldükten sonra, Leyla’nın yanına geri döndü.
“Leyla, bu çok güzeldi! Bir daha yapalım!” dedi Lila.
“Elbette! Ama seninle birlikte başka maceralara da atılmak istiyorum!” dedi Leyla neşeyle. “Belki de sihirli hayvanlarla tanışabiliriz.”
Lila, gülümseyerek başını salladı. “Evet! Bir sonraki maceramızda birlikte olacağız!”
Ve o gün, Lila ve Leyla, yeni dostluklar kurmanın ve maceralar yaşamanın ne kadar güzel olduğunu anladılar. Renkli çiçekler arasında dans ederken, kelebekler etraflarında uçarak onlara eşlik ediyordu.
“Artık ben de bir Kelebek Prensesim!” dedi Lila. “Ve sen de her zaman yanımda ol!”
“Sonsuza dek!” diye yanıtladı Leyla. “Sonsuza dek!”
Böylece, Lila ve Leyla’nın dostluğu ve maceraları, büyülü bir dünyada devam etti. Kelebek Prenses, artık uçmanın ve arkadaşlığın ne kadar değerli olduğunu biliyordu. Ve her zaman gülümseyerek dans etmeyi unutmuyordu.
Masal böylece sona erdi ama Lila’nın hayalleri hep devam etti. Rüzgarın melodisi, her zaman onları çağıracaktı.
Bu yazı toplamda 59 kez görüntülendi.
Bir yanıt yazın