Yaşlı Kaplumbağa Masalı: Kaplumbağanın Bilgeliği ve Cesurluğu
Bir zamanlar, deniz kenarındaki yeşil bir vadide, yaşlı bir kaplumbağa yaşardı. Adı Duru’ydu. Duru, yaşının verdiği deneyimle çok bilge bir kaplumbağaydı. Diğer hayvanlar, onun bilgeliğinden yararlanmak için sık sık yanına gelirlerdi.
Bir gün, Duru’nun yanına küçük bir tavşan geldi. Tavşanın adı Mavi’ydi. Mavi, Duru’nun en sevdiği ziyaretçilerden biriydi.
“Merhaba Duru! Bugün bana bir masal anlatır mısın?” dedi Mavi, heyecanla.
Duru, gülümseyerek, “Elbette Mavi, sana bir masal anlatmaktan mutluluk duyarım. Ama önce, hangi masalı duymak istersin?” diye sordu.
“En sevdiğim masal, cesaretle ilgili olanıdır!” yanıtladı Mavi.
Duru, biraz düşündükten sonra, “O zaman, cesaretini kaybetmeyen bir çocuğun hikayesini anlatayım.” dedi.
Bir zamanlar, bir köyde cesur bir çocuk yaşarmış. Adı Ali’ymiş. Ali, her zaman büyük hayaller kurar, ama köydeki diğer çocuklar onun hayallerini küçümserlermiş.
“Ali, neden bu kadar hayalperestsin? Gerçekleri görmelisin!” derlermiş.
Ali, bu sözlere kulak asmaz, hayallerinin peşinden koşarmış. Bir gün, köyün yakınındaki ormanda kaybolmuş. Ormanda bir kaplanla karşılaşmış. Kaplan, Ali’ye doğru yaklaşırken, Ali korkudan titremeye başlamış.
Ali, kaplanın gözlerinin içine bakarak, “Ben korkmuyorum! Ben cesurum!” demiş. Kaplan, Ali’nin cesaretini görünce durup gülümsemiş.
“Küçük çocuk, cesaretini kaybetmediğin için seni tebrik ediyorum,” demiş kaplan. “Ama cesaret, sadece korkusuz olmak demek değildir. Cesaret, korkuna rağmen doğru olanı yapmaktır.”
Ali, kaplanın bu sözlerini düşündükten sonra, “Sen haklısın. Ama ne yapmalıyım?” diye sormuş.
Kaplan, “Kendine inanmalısın. Korkularınla yüzleşmeli ve onların seni durdurmasına izin vermemelisin,” demiş.
Duru, masalın bu kısmında durarak Mavi’ye baktı. “Ne dersin Mavi, cesaret bu değil mi?”
Mavi, heyecanla başını salladı. “Evet, Duru! Cesaret, korkuya rağmen devam etmek demektir!”
Duru, gülümseyerek masalına devam etti.
Ali, kaplanın söylediklerini dinleyerek, yavaşça geri dönmeye karar vermiş. Ormanın derinliklerine doğru yürümüş ve bir grup arkadaşını bulmuş.
“Ali! Neredeydin?” diye sormuş arkadaşları.
“Korkmuştum ama cesaretimi topladım,” demiş Ali. “Bundan sonra korkularımın üstüne gideceğim.”
Arkadaşları, Ali’nin bu sözlerine çok sevindi. “Sen harikasın Ali! Senin gibi bir arkadaşımız olduğu için çok mutluyuz!” demişler.
Duru, masalın bu noktasında Mavi’ye döndü. “İşte, Mavi, Ali’nin cesareti ona arkadaşlarını geri kazandırdı. Cesaret, bazen başkalarına da ilham verir.”
Mavi, bu hikayeden çok etkilendi. “Duru, senin masalların hep harika! Ama Ali sonunda ne yaptı?” diye sordu.
Duru, gülümseyerek devam etti.
Ali, ormandan döndükten sonra, cesaretini göstererek köydeki diğer çocuklara da yardım etmeye başlamış. Herkesin bir hayali olduğunu anlatmış ve herkesin hayallerinin peşinden koşması gerektiğini söylemiş.
“Bunu bana kaplan öğretti,” demiş Ali. “Herkesin içindeki cesareti bulmasına yardımcı olmalıyız!”
Köydeki çocuklar, Ali’nin sözlerine inanmışlar. “Evet! Hayallerimiz için savaşmalıyız!” demişler.
Duru, Mavi’ye baktı. “Görüyor musun Mavi? Cesaret, sadece kendi hayallerimizi değil, başkalarının hayallerini de desteklemektir.”
Mavi, neşeyle zıplayarak, “Ben de cesur olacağım Duru! Tüm arkadaşlarıma cesaret vereceğim!” dedi.
Duru, Mavi’nin heyecanını görünce mutlu oldu. “Harika! Hatırla Mavi, cesaretin en güzel şekli, başkalarına yardım etmekte gizlidir.”
O gün, Mavi, Duru’nun yanından ayrıldığında içi cesaretle doluydu. Ormanda Ali’nin hikayesini tüm arkadaşlarına anlatmaya karar verdi.
Mavi, arkadaşlarıyla bir araya geldiğinde, “Hep birlikte cesur olacağız! Birlikte hayallerimizin peşinden gideceğiz!” diye haykırdı.
Arkadaşları, Mavi’nin heyecanına katıldılar ve birlikte yeni hayaller kurmaya başladılar.
“Biz de Ali gibi cesur olmalıyız!” dedi en yakın arkadaşı Zeynep.
“Hadi, ormanda maceralara çıkalım!” dedi başka bir arkadaşları.
Duru, oradan uzaktan onları izlerken, gülümseyerek düşündü: “Hayallerini kovalamak için cesaret ve arkadaşlık çok önemlidir.”
Ve böylece, yaşlı kaplumbağa Duru, bilgeliğiyle yeni nesle cesaret vermeye devam etti. Ormanın derinliklerinde, Ali’nin hikayesini dinleyen tüm çocuklar, hayallerinin peşinden koşarak Duru’nun yanına döndüler. Her biri, yaşlı kaplumbağanın bilgeliğinden faydalanmaya ve cesur olmaya kararlıydılar.
Bu yazı toplamda 55 kez görüntülendi.
Bir yanıt yazın