Bir zamanlar, bulutların üstünde, gökyüzünün en yükseklerinde saklı bir şehir vardı. Bu şehir, Pırılpırıl Bulutlar Ülkesi olarak bilinirdi. Orada, renkli balonlarla süslenmiş, kuşların cıvıl cıvıl şarkılar söylediği ve yıldızların parladığı büyülü bir yerdi. Bu şehrin sakinleri, birbirinden sevimli ve maceraperest çocuklardı.
Pırılpırıl Bulutlar Ülkesi’nde yaşayan çocukların en meraklısı, küçük Mia idi. Mia, yedi yaşında, kocaman hayalleri olan ve her gün yeni bir macera peşinde koşan bir kızdı. Mia’nın en yakın arkadaşı ise, şehrin en hızlı uçağı olan Tüy kuşuydu. Tüy kuşu, rüzgarla yarışabilecek kadar hızlı ve gökkuşağının renklerini taşıyan güzel tüyleri olan bir kuştu.
Bir gün, Mia ve Tüy kuşu, şehrin en yüksek tepesinde oturup aşağıdaki dünyayı izlerken, Mia’nın aklına parlak bir fikir geldi. “Tüy kuşu, neden aşağıdaki dünyayı keşfetmiyoruz? Belki de orada bizim gibi başka çocuklar vardır,” dedi Mia heyecanla. Tüy kuşu, Mia’nın cesaretini ve merakını sevdiğinden, hemen kabul etti. “Haydi Mia, hemen yola çıkalım!” diye cıvıldadı Tüy kuşu.
Mia ve Tüy kuşu, bulutların arasından aşağıya süzüldüler. Aşağıdaki dünya, Pırılpırıl Bulutlar Ülkesi’nden çok farklıydı. Ağaçların yerini devasa binalar, nehirlerin yerini geniş yollar almıştı. Mia, bu yeni dünyayı keşfetmeye başlarken, hiç tanımadığı bir çocuğun ağladığını duydu. Hemen sesin geldiği yöne doğru koştular.
Ağlayan çocuk, Mia’nın yaşlarında, küçük ve üzgün bir çocuktu. Adı Ali idi. Ali, oyuncak arabasını kaybetmişti ve bulamıyordu. Mia, Ali’nin yanına oturup onu teselli etmeye başladı. “Merak etme Ali, birlikte arayalım ve oyuncağını bulalım,” dedi. Ali, Mia’nın bu kadar içten yardım teklifine çok sevindi.
Mia, Tüy kuşu ve Ali, oyuncak arabayı aramaya başladılar. Yolları, büyük bir parkın içine kadar uzandı. Parkın içinde, çocukların oynadığı büyük bir oyun alanı vardı. Ancak, oyun alanının bir köşesinde, çok tuhaf bir kutu dikkatlerini çekti. Kutunun üstünde, parlak harflerle “Sihirli Kutu” yazıyordu.
Ali, Mia ve Tüy kuşu, sihirli kutuyu merakla açtılar. Kutunun içinden, küçük bir peri çıktı. Bu peri, Pırılpırıl Bulutlar Ülkesi’nden geldiğini ve burada kaybolmuş çocukların dileklerini yerine getirmek için gönderildiğini söyledi. “Her kaybolan şeyin bir hikayesi vardır ve ben o hikayeleri biliyorum,” dedi peri.
Peri, Ali’nin oyuncak arabasının hikayesini anlattı. “Bu araba, Ali’nin büyükbabası tarafından el yapımı olarak yapılmış ve Ali’ye hediye edilmiş. Büyükbabası, arabayı yaparken içine sevgi ve mutluluk katmış. Bu yüzden araba, ne zaman üzgün bir çocuk görse, kaybolur ve onu mutlu edebilecek bir yerde saklanır,” dedi.
Ali, bu hikayeyi duyunca çok duygulandı. “Büyükbabamın bana olan sevgisini hiç unutmadım,” dedi. Peri, “O zaman, oyuncak arabanı bulmak için kalbinin sesini dinle,” dedi. Ali, gözlerini kapatıp büyükbabasını düşündü. Birden, arabanın nerede olduğunu hisseder gibi oldu.
Ali, Mia ve Tüy kuşu, Ali’nin hislerine güvenerek parkın derinliklerine doğru ilerlediler. Sonunda, büyük bir ağacın dibinde, Ali’nin oyuncak arabasını buldular. Ali, çok mutlu oldu ve Mia’ya sarıldı. “Teşekkür ederim Mia, sen olmasaydın bu macerayı yaşayamazdım,” dedi.
Mia, gülümseyerek, “Biz arkadaşız ve arkadaşlar her zaman birbirine yardım eder,” dedi. Tüy kuşu da kanatlarını çırparak, “Evet, her zaman birlikteyiz,” diye cıvıldadı. Ali, Mia ve Tüy kuşu, periyle vedalaşıp şehre geri döndüler.
Pırılpırıl Bulutlar Ülkesi’ne geri döndüklerinde, Mia ve Tüy kuşu, yaşadıkları macerayı tüm arkadaşlarına anlattılar. Herkes, Mia’nın cesareti ve Ali’ye yardımseverliği için onu tebrik etti. Mia, bu macera sayesinde, dostluğun ve yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladı.
O günden sonra, Mia ve arkadaşları, Pırılpırıl Bulutlar Ülkesi’nde her gün yeni maceralara atıldılar. Her macerada, yardımlaşmanın ve dostluğun gücünü keşfettiler. Çünkü biliyorlardı ki, birlikte olduklarında, aşamayacakları hiçbir engel yoktu.
Ve böylece, Pırılpırıl Bulutlar Ülkesi’nde, çocukların neşesi ve dostluğu hiç eksik olmadı. Gökyüzünde süzülen balonlar ve cıvıl cıvıl kuşlar, bu mutlu ülkenin şarkısını her gün yeniden söylediler. Masal da burada sona erdi, ama Mia ve Tüy kuşunun maceraları, gökyüzünde yıldızlar gibi parlamaya devam etti.
Bu yazı toplamda 34 kez görüntülendi.
Bir yanıt yazın