Bir varmış bir yokmuş, uzak diyarlarda, yemyeşil bir vadinin içinde, Fareli Köy adında küçük bir köy varmış. Bu köy, ilk bakışta huzurlu, sakin bir yer gibi görünüyormuş. Ancak son zamanlarda köyde garip bir durum baş göstermişti. Köy halkı, tarlalarına ekin ekemez hale gelmiş, evlerinde huzur bulamaz olmuş. Bunun nedeni ise köydeki farelerdi. Fareler, her geçen gün çoğalıyor, köyün her köşesine yayılıyor, evlere giriyor ve yiyecekleri kemiriyorlarmış. Köylüler, ellerinden hiçbir şey gelmeden çaresizce farelerle mücadele etmek zorunda kalıyorlarmış.
Günler geçtikçe farelerin sayısı artmış ve köy halkı bu durumdan iyice bıkmış. Bir sabah, köyün en yaşlısı olan Döne Nine, köyün meydanına çıkmış ve diğer köylülerle konuşmak için yüksek sesle bağırmış:
“Ey köylüler! Bu fareler her geçen gün artıyor, tarlalarımızı, ekinlerimizi mahvediyorlar. Ne yapacağız? Ne yapmalıyız?”
Bir grup köylü etrafında toplanmış, her biri bir fikir öne sürüyormuş. Ama hiçbir öneri çözüm olamıyormuş. Derken, uzaktan bir adam geliyormuş. Üzerinde uzun bir pelerin, elinde kavalı, giydiği elbiseler eski ama oldukça dikkat çekici bir adam. Köylüler, onu görür görmez susmuşlar. Çünkü bu adam, köylerine hiç görmedikleri biriymiş.
Adam, yavaşça köy meydanına gelmiş ve Döne Nine’ye yaklaşmış.
“Merhaba, ben bir kavalcıyım. Adım Leo. Yardıma ihtiyacınız olduğunu duyduğumda, hemen gelmek istedim.” demiş.
Döne Nine şaşkın bir şekilde bakarak sormuş:
“Sen kim oluyorsun ki bizim köyümüze yardım edebilesin? Biz farelerle uğraşıyoruz, köyümüzü adeta istila ettiler. Ne yapabileceksin ki?”
Leo gülümsemiş, kavalını çıkarıp parmaklarıyla hafifçe çalmaya başlamış. O an, köylülerden bazıları hala şaşkınlıkla bakıyormuş ama bir kısmı da meraklanmış.
“Farelerin korkacağı şey, sadece güçlü bir lider değil, doğru bir melodi de olabilir.” demiş Leo. “Eğer izin verirseniz, köyünüzdeki fareleri bu melodilerle uzaklaştırabilirim.”
Köylüler, bir süre sessiz kalmış, sonra birbirlerine bakarak bu adamın söylediklerine pek de inanamamışlar. Ama Döne Nine, yaşına ve deneyimine güvenerek, Leo’nun söylediklerini dikkatle dinlemiş.
“Peki, bakalım. Eğer gerçekten fareleri kovarsan, sana minnettar oluruz. Ama önce, göster bakalım o melodiyi!” demiş Döne Nine.
Leo, elindeki kavalı bir kez daha çalmaya başlamış. Bu sefer daha yüksek ve belirgin bir melodiyle, köyün dört bir yanına doğru sesini göndermiş. Kavalın sesi, nehrin üzerinde yükselmiş, dağların arkasına doğru yayılmaya başlamış. Bir süre sonra, köyün çevresindeki fareler, yavaşça yerlerinden kalkıp kavalın sesine doğru ilerlemeye başlamışlar.
Köylüler şaşkın bir şekilde izliyorlarmış. Döne Nine, Leo’ya bakarak, “Gerçekten fareleri çağırıyor musun?” diye sormuş.
Leo, kavalını çalmaya devam etmiş ve “Evet, sadece kavalın melodisiyle onları yönlendirebilirim. Fareler, bizimle bir anlaşma yapacaklar. Onları buradan göndereceğim.” demiş.
Bir süre sonra, fareler yavaşça köyün dışına doğru hareket etmiş. Leo, kavalını çalmaya devam ettikçe fareler daha hızlı bir şekilde köyün dışına çıkmış. Köylüler, gözlerine inanamamışlar. Fareler, gerçekten köyü terk etmeye başlamış.
“İnanamıyorum! Fareler gitmeye başladı!” demiş bir köylü, sevinçle.
“Ama nasıl?” demiş bir diğeri, şaşkın bir şekilde.
Leo gülümsemiş ve kavalını çalmaya devam etmiş. Fareler, artık tamamen köyden uzaklaşmışlardı. Leo, kavalını son bir kez çalmış ve farelerin tamamen kaybolduğuna emin olduktan sonra, kavalını saklamış. Köylüler etrafında toplanmış, ne diyeceklerini bilemez halde bakıyorlarmış.
Döne Nine, Leo’ya yaklaşmış ve “Senin gücün gerçekten büyük. Köyümüzü kurtardın, fareleri kovdun. Peki, biz sana ne verebiliriz?” diye sormuş.
Leo, başını hafifçe sallayarak gülümsemiş.
“Hiçbir şey istemiyorum. Benim tek amacım yardım etmekti. Farelerin gitmesiyle köyünüzü huzura kavuşturmuş oldum. Ancak, bir tek ricam var.” demiş Leo.
“Nedir o ricayı, Leo?” diye sormuş Döne Nine.
“Sadece şunu söylemek istiyorum: Eğer gelecekte başka bir problemle karşılaşırsanız, sakin olun ve çözüm için doğru bir yolu bulmaya çalışın. Kavalım, sadece melodiyi doğru çalmamı gerektirir. Sizin de sakin olmanız ve çözümü doğru bulmanız gerekir. Hep birlikte daha güçlü olursunuz.” demiş Leo.
Köylüler, bu sözler üzerine düşünmeye başlamış. Her biri, Leo’nun söylediklerinin ne kadar anlamlı olduğunu fark etmiş. O günden sonra, köy halkı birbirine daha saygılı ve dikkatli yaklaşmış. Fareler bir daha köye gelmemiş, çünkü köy halkı kavalın gücünü ve birlikte olmanın değerini anlamış.
Leo, köyü terk etmeden önce son kez Döne Nine’ye yaklaşmış.
“Unutmayın, her zaman bir çözüm vardır. Bazen tek gereken şey, doğru melodiyi bulmaktır.”
Leo, son bir bakış attıktan sonra kavalını omzuna almış ve köyden uzaklaşmış. Köylüler, kavalcının gidişini izlerken, her biri o günün ne kadar önemli olduğunu, farelerden sadece köyü değil, bir arada yaşama bilincini de kovduklarını anlamışlardı.
Ve köyde bir daha hiç fare istila etmemiş. Ama her zaman kavalın melodisiyle bir çözüm bulunabileceğini hatırlamışlar.
“Sonraki sorunlarınızda sakin olun, doğru melodiyi çalın…”
Bu yazı toplamda 52 kez görüntülendi.
Bir yanıt yazın