Bir zamanlar, Karlar Kraliçesi, sonsuz kışlarla kaplı bir diyarı yönetiyordu. Soğuk bir kalpte, devasa bir buz sarayında yaşıyordu. Diyarın dört bir yanına kar yağdırır, nehirleri dondurur, ormanları buzla kaplardı. Ancak kimse onun neden bu kadar yalnız ve mutsuz olduğunu anlamıyordu.
Bir gün, küçük bir kasabada yaşayan cesur bir kız olan Ela, arkadaşlarını kaybeden bir çocuğun ağladığını duydu. Bu çocuk, adı Ali olan bir arkadaşıydı. Ela, Ali’nin neden bu kadar üzgün olduğunu sordu.
“Neden bu kadar üzgünsün, Ali?” diye sordu Ela merakla.
“Karlar Kraliçesi, en yakın arkadaşımı kaçırdı,” dedi Ali, gözleri yaşlı bir şekilde. “Onu geri getirmem gerek ama kimse bu tehlikeli yolculuğa çıkmaya cesaret edemiyor.”
Ela, arkadaşının derdine ortak olmak istedi ve ona yardım etmeye karar verdi.
“Endişelenme, Ali. Beraber Karlar Kraliçesi’nin sarayına gideceğiz ve arkadaşını kurtaracağız,” dedi Ela kararlı bir şekilde.
Ali, Ela’nın cesaretine hayran kaldı ve birlikte uzun bir yolculuğa çıkmaya hazırlandılar. Kasabanın dışına çıktıklarında, bembeyaz karlarla kaplı bir yol onları bekliyordu. Yürürken soğuk rüzgar yüzlerine vuruyordu ama iki arkadaş kararlılıkla ilerlemeye devam etti.
Yolculuklarının bir noktasında, karşılarına bir beyaz tavşan çıktı. Tavşan onlara dikkatle baktı ve ardından konuşmaya başladı.
“Bu soğuk diyarın kraliçesine mi gidiyorsunuz?” diye sordu tavşan.
“Evet,” dedi Ela cesurca. “Arkadaşımızı geri almak için Karlar Kraliçesi’ne gitmek zorundayız.”
Tavşan başını salladı. “Yol uzun ve tehlikeli. Kraliçe, kalbine kimseyi yaklaştırmaz. Ama dostlukla buzları eritebilirsiniz.”
Bu sözler Ela’nın aklında yankılandı. Tavşanın söyledikleri doğru olabilirdi; belki Karlar Kraliçesi de bir zamanlar bir arkadaş arıyordu. Yolculuklarına devam eden Ela ve Ali, nihayet Karlar Kraliçesi’nin devasa buz sarayına ulaştılar.
Saraya girdiklerinde, her şey soğuktu; duvarlar, zemin, hatta hava bile. Ortada kocaman bir taht vardı ve Karlar Kraliçesi, bu tahtta oturuyordu. Ela ve Ali, Kraliçe’nin karşısına geçti ve cesurca konuştular.
“Kraliçe! Arkadaşımızı geri istiyoruz,” dedi Ali.
Karlar Kraliçesi, buz gibi gözleriyle onları süzdü. “Kimse bana bu şekilde meydan okumaz,” diye fısıldadı. “Buraya gelmeye nasıl cüret ettiniz?”
Ela adım attı ve Kraliçe’ye yaklaştı. “Biz sadece dostluğumuzu geri kazanmak istiyoruz,” dedi Ela nazikçe. “Neden bu kadar yalnızsınız? Belki bir zamanlar siz de bir arkadaş arıyordunuz.”
Kraliçe bir an durdu. O an, Ela’nın sözleri buz kalbinde bir çatlak oluşturdu. Kraliçe’nin yüz ifadesi değişti. Uzun bir süre sessiz kaldıktan sonra, gözlerinde hafif bir parlaklık belirdi.
“Ben de bir zamanlar yalnız değildim,” dedi Kraliçe. “Ama zamanla kalbim soğudu ve herkesi uzaklaştırdım. Kimse bana yaklaşmadı.”
Ela, Kraliçe’nin acısını anladı ve ona doğru bir adım daha attı. “Biz sana yaklaşmak istiyoruz. Dostluk, buzları eritebilir.”
Kraliçe, Ela’nın bu cesur ve sıcak yaklaşımına şaşırdı. Hiç kimse ona böyle yaklaşmamıştı. O an, Kraliçe’nin kalbi yavaşça ısınmaya başladı. Ardından, sihirli bir şekilde, sarayda erimeler başladı. Buzlar yavaş yavaş suya dönüştü, duvarlar çözülmeye başladı ve hava ısındı.
Ela ve Ali, Kraliçe’nin değişimini gözlemlediler. Kraliçe, bir kez daha gülümsedi.
“Arkadaşınızı serbest bırakacağım,” dedi Kraliçe. “Ama yalnızca bir şartla: Eğer gerçekten benim de dostum olacaksanız.”
Ela ve Ali, sevinçle birbirlerine baktılar. “Tabii ki dostun olacağız!” dediler birlikte.
Bunun üzerine Karlar Kraliçesi, onları sarayın en derinlerine götürdü ve Ali’nin arkadaşını kurtardı. Çocuk mutlulukla Ela ve Ali’ye sarıldı.
Ela, Kraliçe’ye teşekkür ederek, “Artık yalnız değilsin,” dedi. “Her zaman bir dostun var.”
Kraliçe gülümsedi. “Dostluk gerçekten buzları eritiyormuş,” dedi hafifçe. Sarayın geri kalanı eridi ve diyar bir kez daha baharın sıcaklığına kavuştu.
Ela, Ali ve kurtardıkları arkadaşları, kasabaya döndüler. Artık sadece arkadaşlarını kurtarmakla kalmamışlar, Karlar Kraliçesi’ne de dostluğun değerini öğretmişlerdi.
Böylece, Karlar Kraliçesi’nin soğuk hükmü sona erdi ve dostluğun sıcaklığı, tüm diyara yayıldı.
Bu yazı toplamda 65 kez görüntülendi.
Bir yanıt yazın