Bir zamanlar, çok eskiden, uzak bir ülkede yaşayan bir kral vardı. Bu kralın biricik kızı, adı prenses Ela olan, güzellikte ve zarafette tüm ülkenin hayranlığını kazanmıştı. Prensese aşık olan birçok prens ve soylu genç, onunla evlenmek için sıraya giriyordu. Ancak kral, kızının sadece gerçek aşkı bulmasını istiyordu.
Bir gün, krallığın en güzel ormanında dolaşırken, bir peri prenses Ela’nın karşısına çıktı. Peri, prensesin dileğini gerçekleştirmeye kararlıydı. “Kızım, senin gerçek aşkını bulmanı istiyorum. Bu yüzden sana bir görev vereceğim. Ülkedeki bütün prensler ve soyluları, seni gerçekten seven kişiyi bulmak için bir düğün organizasyonuna davet edeceksin. Fakat bu düğün 40 gün 40 gece sürecek. Ve gerçek aşkını, bu süreçteki sınavlarda bulacaksın.” dedi peri.
Prenses Ela, peri prensibi kabul etti ve kralla birlikte düğün organizasyonunu planladılar. Haber tüm krallığa yayıldı ve prensesin düğününe katılmak isteyen birçok prens ve soylu gelmeye başladı.
İlk gün, prensler ve soylular, prensese hediyeler getirdiler ve onunla dans ettiler. Ancak prenses, içinde gerçek aşkı bulamadı. İkinci gün, yarışmalar düzenlendi ve prenses, cesurca yarışmalara katıldı. Ancak kimse onun kalbini çalamadı.
Düğünün üçüncü gününde, bir çobanın oğlu olan Aziz, prensesin düğününe davet edildi. Aziz, diğer prensler gibi zengin değildi, ancak kalbi temizdi ve prensese gerçekten aşıktı. Her gün, düğünde prensesle vakit geçirir ve onunla sohbet ederdi. Prenses, Aziz’in içtenliğinden etkilenmeye başladı.
Düğünün dördüncü gününde, peri prensesin karşısına çıktı ve ona bir sınav verdi. “Bugün, herkesin önünde, prensese gerçek aşkını göstermen gereken bir görev seni bekliyor. Bu görevi başarırsan, prensesi kazanabilirsin.” dedi peri.
Aziz, heyecanla peri prensesi dinledi ve görevini yerine getirmeye kararlı bir şekilde prensesin karşısına çıktı. Herkesin önünde, prensese olan sevgisini anlattı ve ona birçok güzel söz söyledi. Prenses, Aziz’in içtenliğine ve samimiyetine duyduğu sevgiyle, ona aşık olduğunu fark etti.
Düğünün kırkıncı gününde, prenses Ela ve Aziz, birbirlerine olan sevgilerini ilan ettiler ve krallığın dört bir yanından gelen misafirlerin önünde evlendiler. Herkes, gerçek aşkın gücünü gördü ve prensesin mutluluğuna şahitlik etmekten mutluluk duydu.
Ve böylece, prenses Ela ve Aziz, gerçek aşkı buldukları için sonsuza dek mutlu yaşadılar. Krallık, bu güzel aşk hikayesini nesilden nesile aktardı ve insanlara, gerçek aşkın her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğini öğretti.
Bu yazı toplamda 16 kez görüntülendi.
Bir yanıt yazın