Keloğlan ve Sihirli Lale
Aklı Zekasından Büyük Keloğlan ve Sihirli Lale Masalı
Bir varmiş bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Keloğlan adında, yüreği kocaman, aklı zekasından büyük bir delikanlı yaşarmış. Anasıyla birlikte küçücük bir köyde fakir ama mutlu bir hayat sürerlermşi.
Bir gün Keloğlan, ormanda odun toplarken ihtiyar bir dede ile karşılaşmış. Dede, elindeki bastona yaslanmış, yorgun görünüyormuş.
— Evlat, biraz suyun var mı? diye sormuş dede.
Keloğlan hemen heybesinden su çıkartıp dedeye vermiş.
Dede suyu içtikten sonra tebessüm etmiş:
— Sen çok iyi bir delikanlısın. Bu iyiliğin için sana bir sır vereceğim. Ormanın derinliklerinde sihirli bir lâle var. O lâleyi bulan kişi, en büyük dileğini gerçekleştirir.
Keloğlan’ın gözleri parlamış.
— Dede, o lâleyi nasıl bulurum?
— Ormanda üç kapıdan geçeceksin. Her kapının ardında seni bir sınav bekliyor olacak. Cesaretin, zekân ve iyiliğinle bu sınavları geçersen lâleyi bulursun.
Keloğlan, hemen yolculuğa çıkmış. Az gitmiş uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Nihayet ilk kapıya varmış. Bu kapının üzerinde “Korkularınla Yüzleş” yazıyormuş. Kapıyı açtığında karanlık bir odaya girmiş. Birdenbire dev bir ejderha karşısına çıkmış.
Ejderha gürlemiş:
— Buradan geçmek istiyorsan korkunu yenmelisin!
Keloğlan derin bir nefes almış, kalbindeki korkuyu bastırmış ve sakince cevap vermiş:
— Sen sadece bir görüntüsün. Benim cesaretim senden büyük.
O anda ejderha bir duman olup kaybolmuş. Keloğlan birinci sınavı geçmiş.
İkinci kapıya vardığında kapının üzerinde “Zekânı Kullan” yazıyormuş. Kapıyı açtığında koca bir satranç tahtası görmüş. Bir ses duyulmuş:
— Bu oyunu kazanmazsan ilerleyemezsin.
Keloğlan dikkatlice hamlelerini yapmış, aklını kullanarak rakibini yenmiş.
Son kapıya geldiğinde kapıda “Kalbinle Seç” yazıyormuş.
Kapıyı açtığında karşısına iki yol çıkmış. Birinde ışıldır ışıl altınlar, diğerinde yağmalanmış bir köy görünüyormuş. Bir ses yankılanmış:
— Bir yol seni zenginliğe, diğeri iyiliğe götürür. Hangisini seçeceksin?
Keloğlan hiç tereddüt etmemiş:
— Ben kalbimi dinlerim. Yardıma ihtiyacı olanları seçerim.
Yardım yoluna gitmiş, köydeki insanlara yardım etmiş. O anda birdenbire köyün ortasında sihirli lâle belirivermiş.
Keloğlan lâleyi eline aldığında bir ses duyulmuş:
— En büyük dileğini dile!
Keloğlan düşünmeden cevap vermiş:
— Anamın ve köyümüzün mutlu ve huzurlu olmasını dilerim.
Bir anda her yer ışık içinde kalmış. Keloğlanın köyü bereketle dolmuş, anasının yüzü gülmüş.
Keloğlan, cesareti, zekâsı ve iyiliğiyle en güzel hazineyi bulmuş: Sevginin ve iyiliğin gücü.
Gökten üç elma düşmüş; biri bu masalı anlatana, biri dinleyene, biri de iyilik yapan herkese.